30 Aralık 2010 Perşembe

Biz bir eğlenip gelelim kank!

Yılbaşı ya,hani eğlence dizboyu,
Yıllar sonra..
Biz bir kopup gelelim o zaman.
*

Bütün kızlar toplandık,toplandık.
*

Meri kırismısınız bol olsun ciğerlerim.*

P.S:Yukardaki taş noel babalar hepimizi ziyarete gelsin hadi inşallah.
Dinimiz amin.*

27 Aralık 2010 Pazartesi

İklimlerin*

Bugünlerde dinlediğim en anlamlı şarkılardan..
*
Beni sevmediğin zamanlarda alıştım susmaya..
Tık~~

22 Aralık 2010 Çarşamba

Hı?


Çook uzun süre oldu sanırım.
Ama özledim.Hep bir yanım eksik kaldı.
İçimdekiler birikti birikti içime sığamadı.Ve geldim.
Uzaklaşmak istemiştim herşeyden,uzaklaşamadım.
Hatta herşey bana o kadar yakınlaştı ki en sonunda içine aldı.
E bende nedensiz geri döneyim dedim.
İyi mi yapmışım? *.*

29 Ekim 2010 Cuma

Ayemsofıri*

En sipeşıl anlarım ders çalıştığım vakitler oluyor.
Saç,maç,ruh,muh,sivilce,mivilce,kahve,mahve oldukça hoş saatler.
Sonra artık kıyafeti olmayan bir zavallı olduğum gerçeği var.Kıyafetim kalmadı..
Bunu geçip artık bir değişiklik olsun diye hiçbir şey giymeden gitmeyi bile düşündüm.
Evet gerçekten düşündüm.
Sevgili modacı arkadaşlarımızın bahsettiği kombin kavramı belleğimden silinmiş durumda.
Kendisini yaklaşıp 5645678545 aydır tanımıyorum.
Tırnak etlerimi gece atıştırması olarak kullanıyor,su niyetine kahve içiyorum.
Gece yattığımda ise kalp çarpıntılarım bende Reina etkisi yaratıyor.
Olur da bir zaman yazmazsam anlayın ki Reina'yı boylamışım.
Ara sıra Serdar'dan seçmeler dinleyip biranlamsızyaşama katılayım diyorum fakat hepsi ben de Demet tesiri bırakıyor.
Bunun dışında şikayetim yok.
Hani gün gelir yine kuğulluktan boğulursam sizi ararım.
Ummuah.*

22 Ekim 2010 Cuma

Ooyeeea*

Yemek yapmayı unuttum.
Yağmuruydu,çamuruydu ortam çok kuğul zaten.
Güne 6'da başlamaktan oldukça keyif alıyorum.
Gözlerim eşek gözü kadar oldu o derece de seksiy bir ruh hali içerisindeyim.
Kaç haftadır alışveriş yapmadım.
Ve bir süre önce kahveyle yaşadığımı söylemiştim.
Meraklanma ben iyiyim.
E gerisi hikaye kanks.
Mück.

12 Ekim 2010 Salı

8 Ekim 2010 Cuma

(G)izemli*

Geçip gitmiş sonbahar.
Getirisi,benden aldıkları kadar can yakıcı.
Güneş açmıyor artık.
Gün,
Gece,
Girdap gibi tüm
Gerçekler.
Gördüklerim,
Gizlediklerim kadar
Güzel değil bugünlerde..

7 Ekim 2010 Perşembe

Lavinya*

Günlerdir bu şarkıyı dinliyorum.
Aklımın bir köşesine kazındı.Silinmiyor.
Bir de Feridun Düzağaç'ın sesinden daha başka..
Ama dinlerken mutlu oluyorum bana hüzün getirmiyor bu şarkı. :)
Öyle işte.
Bu aralar yoğunluktan geberebilirim.
Kahvelerle ayaktayım denebilir.
Lanet stres yüzünden de verim alamıyorum hiçbir şeyden.
Bütün bu yoğunluğun arasında film de izleyebiliyorum ya ona şaşırıyorum işte.
Yoksa kafamdan mı uyduruyorum yoğun,yorgun,bitkin,gebermiş halimi.!*
Sanmam.
Öptüm.
Ho la la la.!*
*

23 Eylül 2010 Perşembe

Hellomörpiy*

Uyuyamıyorum ben.
Of Allah'ım gözlerim kocaman oldu.Aynaya bakmıyorum.Ürkmekten çekiniyorum sanırım.
Bir an önce uyku prensi gelsin ve beni öpsün de uyuyayım bari.
** piliss.
Ya şey bir de ben bu aralar iştahsızım.Neden bilmiyorum da.Öyle boş boş yatıyorum kalkıyorum gece kuşu gibi odada pinekliyorum.Kilo vermemem lazım zaten oldukça zayıfım rüzgarda uçmak istemiyorum.*
II Rüzgar demişken gökyüzü hayırdır,ne iş yine dengesizleştin?Alıştıra alıştıra*
Yarın yoğun bir gün beni bekliyor enerji depolamak için 10 öğün,tek tür yediğim çikolatamı yiyeyim ben en iyisi öptüm bitterli*

21 Eylül 2010 Salı

Ne zamandır Araf'tayım?

Bu da günün anlamlı şarkısı olsun o zaman..

Aşık olunası.. *tık.

*

*
Yerimi bilmem,

Bilmem ne taraftayım.

Sesimi duymam,

Ne zamandır Araf'tayım...

12 Eylül 2010 Pazar

Yalancı.

Önümde uzayıp giden bir yol var.
Her ayrımda kafamın karıştığı bu kasaba da bir kahin çıksa da bana şu sihirli tozundan serpse.
Ne iyi olur demi?.
Ama benim kahinim yalancı çıktı.Bana serptiği toz sihirli değilmiş.Rüzgarın getirdiği serseri bir tozmuş..
Pis yalancı..

6 Eylül 2010 Pazartesi

Lunapark'a Gittim De.*

Canım ciğerim blog.
Geçenler de Lunapark'a gitmiştim ben.Sonra daha bidoluşey oldu.
Ama artık sana vakit ayıramıyorum.Her şey yoğun.
Arada bir iki fotoğrafla süsleyip püsleyip sana ilgi göstereyim dedim.
Canını severim.Hadi bye..



Viktorya sikrıt yolu*

Fotoğraftaki ahtapotu bulunuz.* :Pp




31 Ağustos 2010 Salı

Katil ben değilim!?*


Yoo iyiyim.İnsan yüzü görüyorum binşükür.
Kaç zamandır 15'lik ergen kardeşlerimiz gibi yazılar yazmış,melankoli kurbanı olmuşcasına haykırmışım.Ama geçti Desdemona.
Çocuklarla aram hala iyi.Onları öldürmedim meraklanma.İçimden her ne kadar kafalarını kırmak geçse de frenliyorum maksimalist sinir hacmimi.
Biz çağdaş insanlar..
*
Ne zamandır ayıp bir şey yapıyormuş gibi elimdeki kitabı saklayarak ortalarda geziniyorum.Hangi kitap mı?
Aşk..
Yeni çıkan kitapları okumuyorum dedikçe aradan bir sene de geçse o kitaplar hala deli gibi satılmaya devam ediyor.Alışkanlık kötü tabii.
*
Kafamı karıştıran birisine karşı iğrenç bir irade anlayışım var.Deli gibi küfür etmek, defol şurdan yeaa demek istiyorum fakat o tepemde durdukça ben şapşal bir ifadeyle yüzüne bakmaya devam ediyorum.Zormuş.Yöntemler aramaktayım.
*
Bu aralar mutfağa giremiyorum canım hiçbir şey yapmak istemiyor.Eskiden olsa hey gidi günler deli gibi una bulanıp hamur yoğurur,kurabiye yapar,börek açardım.Ama..
*
Geri dönerim ben.Olala.*
*Fötö:Tımtık.

23 Ağustos 2010 Pazartesi

Hölidey, Hölidey*

Günler çabuk geçiyor ya.Hiç anlamadan hemde.
Zamanın su gibi akıp gittiğini şu aralar daha yoğun hissediyorum.Sonra blogda kayıt düzenlenme şeysi bir sürü taslakla doldu taştı.
Ya-za-mı-yo-rum.
Ya-za-mı-yo-rum.!!
Bununda tek nedeni tatilin bitiyor olması eminim.
Doğru bir şeye fazla bağlanmayacaksın.

17 Ağustos 2010 Salı

17 Ağustos 1999

Bugün hiçbir şey yapmak istemedi canım.Üstümde bugünün özel bir ağırlığı vardı sanki.
Ağırlık..Belki sıkışma.Bir beden sıkışması değil bahsettiğim.Bir ruh..
Herşeyden önce bir korku.11 yıl önce 18bine yakın insanın birkaç saniyelikte olsa yaşadığı anlaşılmazlık gibi.Ölüm gibi.Ölüm..
Alabilir mi sevdiklerimizi içimizden ulaşılmaz bir mesafe?..
**
Tarihler çokta mühim değil.Ancak önemli olanın yaşananlar ve unutulamayacak olduğunu bilirse kalpler.Dualarımız sizinle..

16 Ağustos 2010 Pazartesi

Her Konuda Konuşabilen Erkek Çocukları Vol1

Monotonluktan çıkamayan birbiri ardına takılmış günlere alıştım sanırım.Evdeki tek eğlencemin parktaki çocukların aptal sohbetleri olduğunu göze alırsak çok iyiyim.
Bunun bana getirdiği yeni şeylerde var tabii.Mesela evlenirsem 3 kız 6 da erkek çocuk yapacağım laflarını sadece kız çocuklarının söylemediğini öğrendim.
Bugün 1- 2 saat önce parktaki salıncaklara oturmuş 3 erkek çocuğunun ileri ki hayallerine dahil oldum denebilir.Birisi:
A: 'La olum ben evlenmem büyünce'
B:'Ama günahmış öyle evlenmem demek' ?!
A:'Yok yeaaa hem öyle olsa bile annemi de alırım yanıma.Annenin hakkı ödenmez.'
B:'Karın ya kovarsa anneni? ahusasahsj
A:'Ne kovcak olum onu atar annemle yaşarım' ahuahasdsd

Şimdi de oturmuşlar'' eşşekten eşeeeğe deyişir olum.O eşşek Merzifon eşşeeylen bir olur mu?' diyorlar.
Hay o merzifon eşşekleri sizi..
!

13 Ağustos 2010 Cuma

Hayata Dair Korkaklık

Neyi, ne şekilde halledeceğimi bilmiyorum.Bir şeylerin farkına varmak insanın içinde garip hazlara sebep oluyormuş.Şu zamana kadar benliğine yüklenen alışkanlıkları beyninden,bedeninden soyutlayabilmek için bir şeylerden vermek gerekiyormuş.Bir şeyler..
Bir şey..
Korkaklık,adım atamama ,içine kapanma ve bunun ne anlama geldiğini bilememe.Çok zor değil belki ama kolayda görünmüyor.Anlatmak istediklerimi ne sözcüklerle ne de mimiklerimle ifade edebiliyorum.Üstüne gidip kafasına kafasına vurmak istediğim korkaklıkların altında eziliyorum.Evet eziliyorum.Ardından da ne sövebiliyorum ne de bağırabiliyor.
Pek bir kusur yok..
Görebildiğim gözlerimde yok.Ya bakabildiklerim de.Onlarda var ki şimdi,şu an,şu durumda bunları yazıyor olmazdım.
Hareket etmek için elimi her kaldırdığımda ya da gözlerimi her çevirdiğimde aynı yorgunluğun beni karşıladığını görmek kadar keskin bir duruş yok.
Görmek,görebilmek.Keşke görmesem bazı şeyleri, görmeme izin vermesem de üzerine bin lokma yutsam..

3 Ağustos 2010 Salı

Sevgili Nurettin*

Okurimu;
Oldukça sıcak günler geçirdiğimizin farkındasındır umarım.
Ama yok evinde kliman varsa burcuvalıktan ölüyorsan ,kıçın başın yatağa yapışmıyorsa orasını bilemem.Çünkü benim için durum budur.
Kaç gündür uyku nedir bilmiyorum.Oda değil iki de bir ablamın gözüme gözüme soktuğu kpss sorularından gına geldi.Buradan soruda belirtildiği üzere 5 ileri, 2 geri adım atarak kendine bir oyun oluşturan Nurettin'i bol bol öpüyorum.Umarım 170. adımda hayatının en harika şeyiyle karşılaşırsın..
Sevgiler.Holala.

29 Temmuz 2010 Perşembe

Anlaşılamayan Birçoksen**

Az önce eski sevgilimle konuştum.Nedir bu eski sevgililerde ki kendini acındırma duygusu.Hayır hepsi her şeyi yaptıktan sonra neden ''başımı her yastığa koyduğumda seni üzdüğüm için gözüme uyku girmiyor'' yalanını söylüyor ki.Amaç ne?
Sonra hiç ummadığı bir cevapla karşılaşınca evet bir süre görüşmesek iyi olur herşeyin daha farklı olmasını isterdim hoşçakal. ??? Biraz akıllı olun yahu.Kendinize gelin!.

26 Temmuz 2010 Pazartesi

İçime Dolan Tüm Korkuları Denize Bıraktım Sahilden**


Tatil bitti.Yanık bir ten,kulakta hafif bir tını,burnumda da derin bir deniz kokusu kaldı.

Sanırım Ankara'da yaşamanın en kötü yanı da bu.Denize duyulan özlem..

Her şey güzeldi.Şu 7 gün boyunca huzur dolu saatler geçirdim.Üstüme yük olan,beni sıkan hiçbir şey yoktu.Planladığım bir programım yoktu.Sessizliğin ve durağanlığın hakim olduğu bir süreçti sanırım ve oldukça iyi geldi.

Ama bir şeyi beceremedim o da bronzlaşmak..

Dilimde de ''Ben bu yaz bronzlaşmaaak,kendimle uzlaşmakkk yer yer yozlaşmak,uzaklaşmak istiyoruuum''sözleri varken tenimde orantısız bir yanma mevcut oldu.Mesela bacaklarımın önünü tatilin son 3 gününe kadar yakamadım.Vücudumda sorun olduğunu git gide düşünmeye başlamıştım ki çıktığımız yat gezisinden sonra kızardıklarını gördüm.Koylarda yüzmüş olmanın getirdiği yanmaydı çünkü bir de güneşte çok kalmıştım.Ertesi gün gördüğüm manzara çok komikti baldırlarım kızarık fakat dizden aşağısı beyaz.O gün dışarı çıkmadım utancımdan.Hayır insanların bronzlaşmayıda bilmiyooo yazıkkk tarzı ifadelerinden kurtulmaktı tek amacım.Her neyse son gün dizden altını yakmaya karar verdim.Bu seferde arka kısım yanmadı.Yani anlayacağın okurimu yanma olayını b.ka çevirmiş bulundum.
Olsun artık.Hem benim tenim esmer(kısmen) ruhum sarışın :Pp Haha.

Sonraaa kilo aldım sanırım.Hava değişimi insanın iştahını acayip açıyor yahu.Ki ben hayatta kilo alamayan insanım ben bile içime hayvan kaçmışcasına sadece midemi düşündüm tatil boyuu.!!
Ama memnunum bu durumdan ;)
*
Bir de fırsat buldukça fotoğraf çektim.. :)




Palmiyelere aşık oldumm.(L)




Deniz..*









Bu çiçeği çokk sevdim :)



<3



Bir de geceler var tabii :)


Hepsi bu kadarr.Yine görüşmek üzere öptüm kocaman.Holala**

14 Temmuz 2010 Çarşamba

Umudum yarınlarda,Tatildeyim*


Cuma gecesi Didim yolcusuyum okuriko. :)

Sonunda bir oh çekiyorum yahu.Millete özenmekten,sinirden saçımı yolmaktan kurtuluyorum !

Yarına malum tatil hazırlıkları olacağından yazamayacağım bari bugünden haber vereyim.Belki orda kalır dönmem.Haha.Hazır miss gibi yer ne döneceğim Ankara'nın sıkıcı havasına.:Pp

Bol bol fötöğrefla geri döneceğim beni bekleyinizzz öperim yanaklardan.Holalala..

Auf wiedersehen!!

P.S:Yukarıdaki fotoğraf(Amasra*Kalp) geçen yazdan.Bakınız huzur dolunuz güzel okurlarım.Beni özleyinizz.

9 Temmuz 2010 Cuma

Peynirli Quesadilla**

Ne zamandan beri aklımda peynirli quesadilla yapmak vardı.Bugün bir hışımla oturduğum yerden kalkıp quesadilla yapmaya giriştim.Bu aralar her şey o kadar boş ki.Bende kendimi yemeklere ve yeni denemelere veriyorum.Ama bazen yaptıklarımı bile yemeye halim olmuyor.Bir miskinlik,bir uyuşukluk anlamadım.Sıcaktan olsa gerek.
**
Evettt Peynirli Quesadilla meksika mutfağına ait bir aparatif çeşidi diyebiliriz.Biraz yağlı.Ama içinde hiç yumurta yok.Onun için denemelerimde tercihlerim arasındaydı. :)

Çok kolay değil yani hemen hazır olmuyor.Hamuru yoğurduktan sonra açması var sonra tavada kızarttıktan sonra iki quesadilla arası kaşarı döküyorsunuz ve 160 derecelik fırında 10 dk. pişiriyorsunuz.Malzeme arasında tereyağ da var isteğe bağlı ölçek azaltılabilir aslında.
**
Bütün işlemler bittikten sonra kendimce süsleme işine giriştim :)
Domates ve her zamanki süsleme yardımcım maydonozla bir şeyler yapmaya çalıştım :)

**

Hamuru için ;
2 su bardağı un
1 çay kaşığı kabartma tozu
Yarım çay kaşığı tuz
Yarım su bardağı küp doğranmış tereyağı
Yarım su bardağı ılık su


Bu malzemelerin hepsini kapta yoğurun.Ardından hamurdan elma büyüklüğünde kopartıp merdaneyle açın.Hafif yağladığınız tavada kızartın kaşarları koyduktan sonra diğer kızarttığınız hamuruda üstüne bastırın ve direk fırına.Tercihinize göre fesleğenle de servis edebilirsiniz.
Şimdiden afiyet olsun.. :)

7 Temmuz 2010 Çarşamba

İş,Güç,Temizlik

Bu hafta hayatımda temizliğe ayıracağım süreyi maximuma çıkararak kabuğumu kırdım, ev kızlığı potansiyelimi ortaya koydum.Duvar ve dolap silmek ne zor işmiş yahu.Hayır yani tek işlem değil ki bitsin.Önce köpüklü suyla silme ardından durulama ve en son kurulama.Bununla da kalmıyor ki.Bir de indirdiğin eşyaları yerleştiriyorsun.Mutfağı çok sevdiğimi gören annemin bana verdiği bir cezaydı bu anladım ve ağzımı kapadım.
**
Günlerin temizlikle geçmesi canımı sıkmaya başladı.İnsana harbiden bir süre sonra eziyet gibi geliyor.Sonra psikolojik bir darbe gibi.Günde 48545 kez el yıkadığımı bilirim.Küçükken annemi temizlik hastası diye tanımlamamın nedenini şimdi daha iyi anlıyorum.Bir süre sonra paranoyaklık derecesine geliyor çünkü.
**
Tatilden konuyu açarsak ya da bırakalım bence bu konuyu çünkü tatil henüz buralara uğramadı.Ben en son facebook dolaylarında takılmaktan vazgeçmiştim ya yine açtım!Hayır ama nedeni insanlar bu dönemde tatile gidiyor,eller havaya oh babam havasında takılıyorlar ya ondan bende bari fotoğraflarına bakıp özlemini çekmeyim dedim.O an boy boy tatil fotoğrafları olan kişileri boğasım geldi.Hatta arkadaşlıktan çıkartıp onlara kendimce saçma bir ceza vermek istedim ama sonra düşününce ben onları arkadaşlıktan çıkarsam ne halt olacak diye kendimi toparladım, facebook hesabımı baştan dondurdum.
*
Ve kaderimle yüzleşircesine mutfağa , duvar silmeye geri döndüm..

5 Temmuz 2010 Pazartesi

En Son Mutfağa Girdiğimde**

Mutfağa girmeyeli uzun zaman oldu sanırım.Ama girdim mi pir girdim.İnsanın mutfağa,yemeğe olan aşkı tükenir mi canım?
**
Tükenmezz.. :)

Önce artı poğaça*

(Adını iyi uydurduklarını düşünüyorum :))


Sonra an itibariyle klasiklerimden olan İspanyol Omleti..

Orjinal adıyla Tortilla de Patatas*



Benim omletimin yanları biraz kıvrıldı nedenini anlamadım ama tadından birşey eksilmemiş işte bunda eminim.

P.S:Planlama olayına çözüm buldum gibi sanırım.Öncelikle kendime bir ajanda aldım.Günlük yapılacaklar listesinden tutunda yapılanlara kadar herşeyi not ediyorum artık.Ama biliyorum ki sadece bir süreliğine.Buna bünyemi alıştırmamam lazım çokta kasmaya gerek yok okuriko'm haha.

Bir sonraki postta buluşmak üzeree öperim yanaklarından.Holala..*

27 Haziran 2010 Pazar

Belli Ki Bir Sorun Var*

** Bazen herkes aptal davranışlarda bulunabilir.Evet kabul etmek gerek.Ama asıl kabulleniş hatayı anlayıp tüm bunları bir daha tekrarlamamak.Demi?
II Peki neden hataları sürekli tekrarlamaktan vazgeçmiyorum.
** Mesela planladıklarımı yapmam gerekli.Fakat yok.Sorunluyum bu konu da.Bildiğin yeteneksiz, halden anlamaz.
*
Bir an önce bunu halletmem gerek..

26 Haziran 2010 Cumartesi

Aylak'ta kutlamaca **

Geçen perşembe sevgili dostum Sevde'nin doğum günü vardı.
**
Benim için oldukça yorucu geçen o günde çok eğlendim.Önce Sevde'yi kolundan sürüye sürüye Kızılay'ın göbeğine atmak ,ardından saat geçsin de Aylak Madam'a damlayalım diye gezinmek gezinmek gezinmek,öte yandan Gizzy'le telefon görüşmesi yapıp papatyaları halletmek.:):)
**
Sonrasın da Aylak Madam tabii :)
*
Bu da Dondurmalı Brownimiz..



*

Ardından Gizzy'nin papatyalarla gelmesi ve mutlu bir günü noktalayış :)

İyi ki doğdun Sevdemukori.. :):)Holala...

22 Haziran 2010 Salı

Sadece Kısa Bir Kaçamaktı*


* Köy...

Yeşilliğin,temiz havanın,doğallığın ve el değmemişliğin tabiata yansıdığı en ücra köşelerden olsa gerek.

***
...
Benim ki yalnız bir tutku.

Paylaşmak için.

İçimdeki çocukları susturmak için.. :)





*


*

* *

Mavi, maviydi gökyüzü
Bulutlar beyaz, beyazdı
Boşluğu ve üzüntüsü
İçinde ne garip yazdı...

Ahmet Hamdi Tanpınar

13 Haziran 2010 Pazar

Sahalara Dönüş*



Sevgili Okurimuko;
*
Bir önce yazdığım posttaki halimden çok çok daha iyiyim.Zaman ve zamanın getirip götürdükleri insana birçok şey katmakla kalmıyor birçok şeyi de öğretiyormuş bunu da anladım.Ben şu anda kendimi olduğundan daha kararlı bulmaktayım.Herhangi bir konu ya da olay üzerinde olduğundan daha çözümleyici görebilmekteyim.Durum böyle..
*
*
Bunun dışında bu aralar çok kitap okumaya çalışıyorum.Önce 'Yalnız Kadınlar Sokağı' daha sonra 'İtalyanca Aşk Başkadır'.Normalde aşk romanı okuyamam çok çabuk sıkılırım ama Maeve Binchy'nin dili oldukça akıcı geldi bana.:) 494 sayfalık kitabı 3 günde okudum.Benim için olduğunda daha hızlı bir bitiriş oldu :D Şu anda 'İtalyanca Aşk Başkadır' ı okuyorum.İyi gidiyor denebilir.
*
*
Hava bugün güzel.Güneş bir ayrı gözüküyor gözüme daha canlı,parlak ve hayata istekli.Bulutlara küsmüş sadece bizi selamlıyor. :)Arka fonda Norah Jones-Angels..
*
*
Babam yazı fırsat bilip bir sürü çiçek almış.Nasıl sevindim.Hepsi de rengarenk,bir başka deyimle çıtır çıtır :) Onların fotoğrafları da var tabi.
*
Birde bu yaz ilk defa eve açelya aldık.Ama çok çabuk soldu.Güneş ışığını fazla alamadı sanırım.Yaprakları çürüdü.Suyuyla da ilgili bir problem yoktu.Baya üzüldüm.Bakmaya doyamadan çürüdü çiçek..



Bir dahaki postta daha güzel fotoğraflarla dönerim umarım.Şimdilik öperim yanaklardan.Holala..:)

27 Mayıs 2010 Perşembe

Yalnız Kadınlar Sokağı*


Hiçte haz etmem aslında erkeksiz kız modunda gezen insanlardan ama sanırım bu sefer tam hedeften depresif anlar vurdu beni.Anlamadığım çok şey var demiştim.Belki de anlamak istemediğim.Kuyruk acısı kıvamında devam ettiğim.Bende bilmiyorum işte.Sadece değişime alışmaya çalışıyorum.

Daha doğrusu değişimden de değişimin getirdiklerinden de bu aralar nefret ediyorum.Değişim iyidir diye düşünürdüm çoğu zaman ve sürekli hayatıma uygulamaya çalışırdım ama şu zamanda ne değişim ne de farklılık benimle olsun...

Hayatın düz,boğucu,anlamsız vakitleri bana daha cazip geliyor bu aralar.Değişim ters geldi,zamansız geldi desem hiçte yanlış olmaz.Şu son 2 hafta içinde o kadar çok midesiz insanla karşılaştım ki kin kussam yeridir herhalde.Sadece sakinlik istiyorum.Huzur bulabileceğim bir yer.Ama kalmalıyım ve aklımın tüm bunlara yatmasını sağlayıp,ruhumu alıştırmalıyım.Zor da olduğunun farkındayım fakat başka bir yol gözükmüyor şu an önümde..

*
Sanırım şu an gerçekten günlüğüm gibi oldun blog.Senden sadece böyle şeyler yazmamı yadırgamamanı ve beni anlamanı istiyorum.Görüşmek üzere.Lalala..

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Erkekleri Anlama Kılavuzu(!)

Yok öyle bir kılavuz okur!Bunu normalde kadınlar için de söylerler ama tek taraflı değil eminim.Şimdi diyeceksin ne alaka bu konu.Uzun.

Bazen herkes gerçekleri bilmese daha iyi gibi.Kafam şu an sadece bununla dolu.Sürekli sorguluyorum ama netice de hiç bir sonuca varamıyorum.Bir yandan da işim gücüm yok neden bunları düşünüyorum diyorum.Bir türlü çıkamadım konunun içinden.Ne yapsam ne etsem elle tutulur bir nane yok ortada.

Bu konu bir dursun bakalım.
**
Geçen cumartesi Gizzy'le Aylak Madam'daydık. :)
Şu ana kadar gittiğim en sıcak ,en hoş kafeydi diyebilirim.Bir dolu şeyden bahsettik.Güldük,eğlendik,ımmm birde Madam Bovary yedik. :) ҳҲҳ
Fotoğrafını çekip o güzel pastanın görünümünü sizlerle paylaşmayı çok isterdim ama aklıma sonradan geldi.Ne yapalım bir daha ki gidişime artık. :)
Bu aralar post girmeyi ihmal ediyorum biliyorum ama içimden hiç gelmiyor.Daha doğrusu yazacak hiçbir şeyim yok gibi geliyor.2 saat boyunca ekranla bakışıyoruz öylee.
**
Bak nasıl veda edeceğim onu da bilemedim.:D Neyse hadi okuriko bol öptüm seni.Görüşmek üzere diğer bir postta.
Hulala!

P.S:Bu arada Aylak Madam için tık tık..

21 Nisan 2010 Çarşamba

Gözü Dönmüş Teyzeler Lafım Size!



Sınavlar bitti.Yani bir kısmı.Ama üstümden koca bir yük kalkmış gibi hissediyorum okur :)Bir rahatım ki sorma.Umarım bu rahatlık batmaz.

Aslında sınavlar biteli çok oldu ama canım hiç yazmak istemedi.Bende uzun bir süre askıya aldım.Hatta bir ara yazmak için girişip kaydettim öyle kalmış.Onda da 23 Nisan günü gittiğim piknik maceramda zenciye dönüşümü anlatıyordu.Neyse geçelim bence daha iyi.ahah.


Şimdi yarın anneler günü ya benim bugün paçalar tutuştu ,hep yaptığım şey böyle günlerde hediye merasimini son güne bırakmak.Lanet olası mağazalar ne kalabalık öyle.Hayır yani birde insanlar ucuzluk görünce hücum ediyorlar ya işte o zaman anla ki can güvenliğin kalmamış kaç,saklan.dalma sakın içlerine.Bende ki ne cesaretse daldım.Koca koca teyzeler mi dersin,amcalar mı dersin artık efendim gözleri dönmüş.


Bende böyle hediye konularında pek bir kararsız olduğumdan elime geçene 40 dakka bakarım onu bırakır diğerini alırım aynı işlem ondada uygulanır falan filan saatler geçer sonra ben ilk aldığımı bulamam deli gibi mağazada onu ararım ama nafile..En son açık yeşil,çizgili bir gömlekte karar kıldım.Aceleye de gelince anneye en uygunu olarak düşünülen ya kolye,küpe yada giysidir.Ben giysi tercihini yapmakla hata etmişim bugün onu anladım.Yok yok hiç akıl işi değil kalabalığın arasına dalıp o can telaşıyla ordan oraya koşmak.Bir de girdiğim mağazanın beden özürü mü ne var biri diğerini tutmuyor.Anlamışsınızdır hemen hemen neresi olduğunu.Neyse efendim aldım çıktım.Hava zaten sıcaktı.Güneş tüm gün tepemde baya gezdikten sonra zor eve attım kendimi.Annemlerin evde olmaması da iyi oldu. :)


Hııı ben birde facebook hesabımı kapattım.Yani şu an artık gerçekten boşa zaman harcamadığımı düşünüyorum.Yok şunun şunla ilişkisini değiştirmesinden, bilmem kimin evlilik fotoğraflarından,başı ''... için 9.999999999999 kişi bulurum'' diye başlayan saçma gruplardan çok sıkılmıştım.Uzun bir sürede böyle sitelerden uzak kalmayı düşünüyorum hatta tamamen uzak kalmayı!


Neyse anlatacaklarım bu kadar okurimukoki şimdi veda ediyorum tabi hala okuyosan :D öperim bir daha postta görüşürüz.Holalalalala..


P.S:Anneler gününü de şimdiden kutlarım.Buna uygun temalı fotoğrafta benden sana armağan olsun birçokkalp!

12 Nisan 2010 Pazartesi

Uyu,Uyku,Uykusuz**


Korkunç geceler geçiriyorum okur.Uykunun ne olduğunu unuttum da denebilir.Sınavlardan başımı kaldıramıyorum.Şu hafta bir bitsin kendimi dışarılara atıcam deli gibi.Ama afakanlar bastı.Önümdeki 2 3 sınav bana 12 sınavmış gibi geliyor.

Çıldırmamak elde değil.Bide ayarladığım saatlere kalkamamam mı dersin ,gözlerimin patates gibi gözükmesi mi bir iğrencim bir iğrencim anlatamam.Fiziksel durumu geçtim ruhsal durumdan da bakılacak gibi değil.Tatil matil bir hayli uzak gözüküyor.

Bide böyle havaların sapıtması,kendi kafasına göre takılması ayrı bir sinir bozucu durum.Bir gün günlük güneşlik açılıp saçılıyoruz diğer günler kıçımız donuyor,kışlıklara tekrar dönüyoruz.Nasıl bir mevsim yaşıyosak gerçekten de her gün ayrı bir sürpriz.

Sevgili okur bu posttan bişi bekleme çünkü devam edecek olursam hep aynı havaya bürünecek.Böyle sürekli hayattan bezmiş bir hal takınıp,vay bilmem ne şöyle olmuş Allah onun cezasını versin kıvamında anlatmaya devam edeceğim.En iyisi ben gideyim.Sana hayrım yok zaten.O zaman hadi kendine iyi bak.Mutlu ol.Öptüm by.Lalala..

21 Mart 2010 Pazar

Bizim için,bahar için**

Hımm.Dışarda hava çok güzel.Şu anda pencereme harika ışıklar yansıyor.Şu son bir haftadır herşey yoluna girmiş gibi gözüküyor.Onun için mutluyum okurimu :)


Bunun dışında bloga yazmadığım şu iki üç haftadır hayatımda bir çok şeyi yoluna koymaya çalıştım.Benim için biraz zor oldu dersem yalan söylemiş olmam.En çok arkadaşlarımla sorunlar yaşamıştım.Onlarda zamanla halloldu.Bir hafta yetti de denebilir ;)


Bunun dışında bahar gelince hayatımda yenilik yapma isteğimde arttı.Öncelikle kendimde.Şu ana kadar saçlarımı kestirmeyi hiç düşünmemiştim.En son geçen yaz kendime çok çok anormal kaçabilecek derecede kısa kestirmiştim.Kısa saçın kullanımı daha rahat oluyor aslında.Bende zamanla alışmıştım.Fakat saçlarım öyle bir uzadı ki şu an onlara bakmakta çok zorluk çekiyorum.Seviyorum da aslında.


Hımm aslında kızaran yanaklarımı da saklıyor. :) Çekingen bakışlara da kamufle oluyor ;)


Şu ana kadar blogda hiç buna yer vermemiştim ama baharın şansı mıdır nedir hayatımda güzel şeyler oluyor gibi.Umarım hep böyle güzel gider.Adını koyamadığım durumlarımı sizlere aktaracağım fırsat buldukça. :)



Bu postcukta bu kadarmış.Gitme vakti.

Giderken de hepimize güzel bir şiir gelsin.Bizim için,bahar için..

****
Desem ki vakitlerden bir Nisan akşamıdır,
Rüzgârların en ferahlatıcısı senden esiyor,
Sende seyrediyorum denizlerin en mavisini,
Ormanların en kuytusunu sende gezmekteyim,

Senden kopardım çiçeklerin en solmazını,
Toprakların en bereketlisini sende sürdüm,
Sende tattım yemişlerin cümlesini.
Desem ki sen benim için,
Hava kadar lazım,
Ekmek kadar mübarek,
Su gibi aziz bir şeysin;

Nimettensin, nimettensin!
Desem ki...

İnan bana sevgilim inan,
Evimde şenliksin, bahçemde bahar;
Ve soframda en eski şarap.
Ben sende yaşıyorum,
Sen bende hüküm sürmektesin.
Bırak ben söyleyeyim güzelliğini,
Rüzgârlarla, nehirlerle, kuşlarla beraber.
Günlerden sonra bir gün,
Şayet sesimi farkedemezsen,
Rüzgârların, nehirlerin, kuşların sesinden,
Bil ki ölmüşüm.
Fakat yine üzülme, müsterih ol;
Kabirde böceklere ezberletirim güzelliğini,
Ve neden sonra
Tekrar duyduğun gün sesimi gökkubbede,
Hatırla ki mahşer günüdür
Ortalığa düşmüşüm seni arıyorum.

CAHİT SITKI TARANCI

4 Mart 2010 Perşembe

Belki de şimdi gitmelisin*


Bazen gitmelidir birileri.Herşeye ve herkese rağmen.Sorgusuz.Ya da bitmeli birşeyler..Yanlış anlaşılmadan geride kalanlar.Neleri yanlış anlarız ki? Bir bakış yada bir gülüş?
Neden öyle anlamak isteriz? Biz gibi olmayacağını bildiğimiz halde niçin sahipleniriz?
Bizimmiş gibi ,bizden bir parça gibi..Yalanlar neden o vakit nefis gelir bize? Kendimizi kandırmaktan mı hoşlanıyoruz acaba?
Adı O iken birden hop döner biz olur içimizde.Sonra ikiden bire dönüşmüş bir bütün.Sadece kendi dünyamız dönermiş gibi gelir.İçindeki insanlar hep yaşar.Hiç son bulmaz yaşam.Belkiler birden netlik kazanır.Artık herşey o kadar kesindir düşüncelerimiz için.
Ne zaman ki gerçek herşeyi yüzümüze bir tokat gibi çarparsa o zaman silkeleniriz.Bir başkalık gelir etrafımıza.Bize,en yakındakilere ve ona..O kalmaz belki artık.O gider.Ve tek sen kalırsın.Birde koca bir boşluk..

1 Mart 2010 Pazartesi

Bahar mı gelmiş farketmedim*


Biricik Okurimu;
Bahar gelmiş dediler bugün.Durdum,
güldüm alay edercesine.
Lanet güneş bir türlü ısıtamadı bizi.Halen kıçımız donarak dolaşıyoruz dışarıda.Hayır acaba tek ben mi ısınamadım diyorum ama yok yani birçok insan ben gibi kat kat giyinip çıkıyor dışarı.Baharmış hıh sor bana sallıyor muyum onu?
Bahar gelmiş dediler ya bana bugün hanii,bünyemi alıştıramadım bari blogu alıştırayım diye böcekli çiçekli fotoğraf koydum bak sırf senin için çalışıyorum gör.
Bide uğur böceği.Sana,bana,bloga uğur getirsin.Tütütütütüü.:)
Holalala!
***

Bunlarda ilginizi çekebilir

Related Posts with Thumbnails