29 Temmuz 2011 Cuma

Temps plein de jour!


Merhaba.
Evet bu post o bildiğimiz kitap postu. :)
Georges Perec okurken resmen kendi düşüncelerimi,hislerimi,hayata bakışımı tekrarlıyormuşum gibi geliyor.
Sanki ruh ikizim.
Bu kitabı alırken yani Bir Paris Semtinin Tüketilme Denemesi'ni içeriği hakkında bilgim epey sınırlıydı.Kitap arkasındaki bir cümleden çok etkilenmiştim.

''Sıradan görünen hayatın sıradışı anlarını sözcüklerle,seslerle ve harflerle oynayarak kaydeden Perec,hayatın nasıl farklı okunabileceğini bize gösterir.Belki de asıl hayat,zaman,insanlar,arabalar ve bulutlar dışında hiçbir şeyin hareket etmediği o anlarda yaşanmaktadır.''

Tamamen bu cümle üzerine almıştım işte.:)
İyi ki almışım diyorum şu an.Çünkü başlarda kitabın gidiş hatından hiçbir şey anlamamıştım.
Tam olarak Paris'te geçen otobüs numaralarını neden sürekli tekrar ediyor diye kendi kendime sordum.
Sonradan onun Paris'te farkettiği şeyi ben burda, yaşadığım yerde farkettim.
Georges Perec orda olsa da olmasada otobüs rotasına doğru gitmeyi sonra aynı işi tekrar etmeyi sürdürecekti.
Yazar küçük incelikleri,değişimleri yazarken orda olduğunu var olanı tüm gerçekliğiyle görebildiğini evrene ifşa ediyor.Hemde sesi çıkabildiği kadar susarak,yazarak.
Bu bir yöntem bence.
Bir ortamdayken sadece anı dinleyebilmenin özgürlüğü gibi.Kimsenin farketmediği şeyleri sizin farketmeniz,yazmanız,hissetmeniz.
Bir çeşit benliğe armağan.
Kitabı okuduktan sonra bir gün tatilde ben de bu yöntemi denemeye karar verdim.Bakalım nasıl olacak,gerçekten umduğumu bulabilecek miyim diye.
O zaman satırları karalama vakti bakalım neler görebilmişim.

''Hiç bu kadar yakından izlememiştim.Dalgalar..
Soluduğum hava nemli.Biraz da basık.
Görünürde bulutlar var fakat deliksiz mavilikle karışmış.
5-6 metre uzakta bir adam fotoğraf çekiyor.Gövdesi siyah,kol kısmı beyaz bir tişörtü var.Burnunu kaşıdı ve yürüdü.
Yan taraftaki ahşap evden konuşan bir kadın sesi geliyor.
Rüzgarı hissediyorum.
En çokta saçlarımda.
Dalgalar hızlandı.
Ağlayan Ağaç zırvalığına bakan bir topluluk daha.
(Ağlayan ağaç Amasra'nın boztepe tarafında bulunan bir çeşit turist çekme bahanesiyle uydurulmuş ilginç bir olay-ya da hurafe mi deseydim :)-
Karadeniz bölgesi bilindik üzere nemli bir bölge.
Böyle olunca birazda ağacın cinsinin etkisiyle bitki terliyor ve yapraklarındaki su ağırlığı artınca bunu dışarı akıtıyor.Bu şeilde küçük damlalr halinde aşağı dökülüyor.Oranın insanıda ağaca ağlayan ağaç adını koymuş bu yüzden.Bildiğim kadarıyla bu şekildeydi.)
Pembe pantolonlu,hasır şapkalı bir kadın ağacı selamlıyormuş gibi kollarını iki yana zarifçe açıp kapattı.
Açık yeşil 57 plakalı bir araba hareket etti.
Masam gazetelerle dolu.Okunacak ne çok şey varmış..''
-
-
İşte böyle.
Ama tüm bunları yazarken insan sakinleşiyor bence.Çünkü aklınızda sizi sıkan,üzen ya da bir şekilde kurcalayan ne varsa bu sayede unutuyorsunuz.
Çünkü incelemeye odaklanıyorsunuz tamamen.
Dediğim gibi güzel bir yöntem. :)
Kitabı okurken o an dinlediğim şarkıların isimlerini de not aldım.
  • Daniel Merriweather-A little bit better.
  • Bread-Look what you've done.
  • Adele-Set fire to the rain.
  • Julian Perrette-Wonder Why.
Umarım sizde okuduğunuzda beğenirsiniz.
-
Şimdi clucht yapımııı!
Aslında yapım malzemesi olan desenli kumaş boyutu pvc kaplamanın ön yüzü kadar olmalı.
Ben çantayı pvc kaplamayla değilde büyük boy dosya poşetiyle yaptım.
Bu çantanın yapımını
Bu bayanın videosundan görmüştüm.İşte burdaaa
Bir sonra ki postta
Friendship Bracelet yapımı ve Çoluk Çocuk vaar.
Ho la la!

-
-

Bu şarkı günün o güzel ritmine ayak uydursuuun! :)

Hiç yorum yok:

Bunlarda ilginizi çekebilir

Related Posts with Thumbnails