

** **
P.S: Bu arada botlarımı dün ilk defa giydim.Kalıba takmadılar.Arkasın da demirmiymiş neymiş sert bir tabaka varmış onu yumuşattılar.Şimdi daha iyiler yalnız tek kötü yanı ayaklarım pamuklarla iyice kaynaştı sonu nolur bilemem :D Yalnız şimdi dikkatimi çekti başlıktaki bitter Bihter diye şey ediliyor ilk bakışta.Yapmayın kuzum bitteri kirletmeyin :D Hadi öptüm yanaklarınızdan.tilalala..Aydıncık mutfakta devam ediyor:)Malum okullar tatil olunca evde uğraşacağım tek şey kalıyor yemek,pasta-börek işler..
Bende oturdum bugün çikolatalı ıslak kek tarzı birşey yaptım.Doğaçlamayı Allahtan çok seven bir insan olduğum için(!) harika işler çıkarıyorum ımm evet..:)
Şimdi bu olup bitmiş ama buzdolabına konmamış hali ondan biraz cıvıkımsı gözüküyor.üstünde de fındık parçacıkları var.Fotoğraftan seçilemeyebilir belki.Tarifi vereyim şimdi.
Evet..(çok çok kolay bir pasta herkes yapabilir bkz:ben bile yapmışım:))
Malzemeler:
keki için
3 yumurta
1.5 su bardağı şeker
1 çay bardağı süt
yarım bardak sıvıyağ(olabildiğince az katın)
5 fincan un
1 paket kakao
kabartma tozu (şimdi bunları sırayla koyun ve çırpın) sonra yuvarlak yada kare bir kek kalıbına döktükten sonra 200' derecede pişirin.
**
iç malzeme:
1 bardak süt
1 paket krem şanti
-çikolata sosu:
2 kaşık kakao
4 kaşık şeker
2 su bardağı süt
2 kaşık nişasta (orta ateşte topaklaşmayacak biçimde karıştırınız.)
Ayrı ayrı çikolata ve krem şantiyi hazırladıktan sonra soğmuş olan kekin üstüne önce krem şanti olmak koşuluyla sürünüz.Ben keki ikiye bölüp yaptım.Biraz zahmetli oldu.İsteğe bağlı hazır kekte alınabilir.Hatta daha az uğraşmış olursunuz :P işlem bitttikten sonra üstünüde fındık parçacıklarıyla süsleyebilirsiniz.İşte bu kadarrr. durun durun kekimin servise sunum haline geldikk.
Bayram..
Evet.Bitti yahu.Vallahi misafire tatlı götüre götüre bi hizmetttir efenim günler geçtii gitti.Bu arada giyecek bişi bulamamanın verdiği hüzünle kendimi dışarlara atmış savrula savrula geziniyordum ki bir mağazaya tesadüfen girişimle aradığımı buldum.Neyseki bu meseleyide hallettim :D.Öle işte ya ama varya ilk iki gün değilde son gün maşallah bir geldiler ne bileyim yani insan hışmına uğradık.Bir eve 25-30 kişi aynı anda gelir mi?.Abartmıyorum ya.Koptu bileklerim.:(Sonracığıma biz gezdik tebii bayaa.Teyze,hala,amca şu bu derken bu da bölee geçti bitti işte.
Bu aralarda dışarısı ana baba günü bacım okullar açılcak ya herkesde bir telaş.Öle iştee.
Bloggerda da bir sorundur gidiyo ya giremiyodum denk geldi.Hiç umudum yoktu şans eseri girdim yazıyım dedim.Öle işte okur bir arada kayısı tatlısı yapmıştım o heveslen fotoğraf falan çektim.Olurda yine şans eseri yolum buralara düşerse koyarım , tarifte veririm:P Korkmayın pasta,börek,tatlı tarifleri veren bir blog olmayacağım sadece denemelerimi paylaşıyorum.Sevgilerimi yollar,geçmiş bayramınızı kutlarım.Ninananna..
Bugün Sabah Gazetesi'nin ekinde kitaplara bakıyordum.Her ne kadar yeni çıkan kitapları almama gibi bir önyargım olsada takip ediyorum yeaa.
Kitap konusunda seçici olmadan yana olduğum için öyle son dönemlerin vampirli , Edwardlı kitaplarına bakmıyorum.Okuyanı var, deli gibi hayranları var,facebookta grup bile açıyorlar beni ilgilendirmez.Ama realistlikten yana olduğum kesin.Neyse gazeteyi bir açtım ya nası bir sevgidir heryerde vampirli kitaplar falan dedim bu konuyu fazla abarttılar valla.Hayır vampirlerin olduğuna inanan bile çıktı e pes yanii.
Neyse vampirli sayfaları direk geçtiğim için bir baktım gazetenin son sayfasındayım ilgimi çekeceğini pek sanmıyodum ama altta Marilyn' le ilgili bir kitabın başlığını gördüm.İçerikte şunlar yazıyordu;
Kennedy ile ilk gecesinde şunları söylüyor Marilyn Monroe:
''Olabilecek en saf ve doğal durum,çıplaklık.Ama akıllarında tek bir düşünce var;insanları cinsellikle kışkırtmak.Bu rolü oynamaktan nefret ediyorum.Şevhet doğal olmalı.İşte böyle düşünüyorum ve beni küçümsüyorlar,biliyorum.Başkan olduğunda bu aptal kuralları kaldıracakmısın?''
Marilyn'i obje olarak görenler için işte cevap.Sanırım yazarda Marilyn in yaşamından örnekleyerek bazı mesajlar vermeye çalışıyor.Zaten kitap çok kısa 74 sayfalık.Denk gelirsem alıcam o zamanda görüşlerimi yazarım.sevgilerimlenn.holalala..
Öncelikle küçüklük her zaman her kişinin olmazsa olmazı.Küçüklüğümü çok özlüyorum.özellikle babamın elinden tutup luna parka gitmek.(Çok sıradan gibi gözükebilir ama benim için çok özel anlardan birisi.)
Atilla taş'ın ham çökelek şarkısıyla aynanın karşısında dans etmeyi (o zamanlar pekkk bi meşhurdu.bizimkide çocuk aklı işte o zamanların ricky martini sanardık.)
4 5 yaşlarımda bütün saf duygularımla dinleyip inandığım korkunç olayları:D ve yaşamın toz pembe zamanlarını..
En yakın arkadaşlarımdan olan Burçin ve Ebru'yla(ki halen görüşürüz)çocukluk maceralarım.Mesela çatı katı düzenlemesi..
Ortaokuldaki müsamerelerde tüm okulun önünde Ordunun Dereleri ni(sesimde pek güzeldir öhö öhöm) söyleyişimi.
Lisede sabah okuldan binbir zorlukla kaçıp kızılayda kahvaltı yapmayı ve metroda yolculukları..
Benim için çok özel olan bir arkadaşımla Kocatepe taraflarında gezip eğlenmeyi kaldırıma oturup kahkalarla ortalığı inletimişizi.
Sınıfça yapılan piknikleri ve etleri pişirmeyi beceremeyip çiğ ete kaldığımız sıcak ve neşeli günleri.
Kuzenlerimle yaptığımız tatilleri ve yaşadığımız güzel anıları.
Bana en güzel anları yaşatan ve şu zamanlarda pekte bir araya gelemediğimiz herkesi özlüyorum.(aklıma gelenlerin hepsii bu kadar ama eminim daha çokk vardır.)
Geçmişi özlemek bazen beni korkutur.Geçmişi çok fazla düşünen bir insan değilim aslında.Sadece bana mutluluk veren kişileri ve o dönemleri yazdım onun için.
Bu mimi birilerine yollamayı çok isterdim ama blog alemine bakıldığı üzere mimden bıkmış gözüküyor.Onun için Desperate Housewife 'ı kocaman öper vee bu mimi burada sonlandırırım.
Gün geçmiyor ki bir saçmalıkla daha karşılaşmayalım.
Geçenlerde Google da haber sitelerinde gezinirken fulden urasla ilgili bir haber gördüm.Fulden Uras sevgilisi için gazetenin ilan bölümüne çeşitli iltifat ve sevgi gösterisinin ardından ilişkilerine başladığı günden tutunda saati dakikayı ve saniyeyi yazmış ardınada f.u diye imzasını yapıştırmış.Aman Allahım bu da nedir dedim:SKaç zamandır gazeteleri mühim araç yerine kullanacağımıza abuk olayları arz etmek için mi kulanır olduk.Hayır tek o da değil daha 2 gün önceye kadar yine aynı gazetenin köşe yazılarını okurken aynı olayla karşılaştım.Köşe yazarıda fulden urasın yaptığı saniye yanlışlığına yanıt vermiş ve düzeltmiş.E yuh!
Bence gelinen nokta bu olunmamalı.İnsanlar sonuçta o gazeteyi dünyadan ve ülkeden haberdar olabilmek aracılığıyla almış.Ve ayrıca şu günlerde daha çoğumuzun ne olduğunu bile anlamadığı açılımlara(açılımlar diyorum çünkü bu aralar herşeyin bir açılımı oldu :S),bunların içeriklerine ve anlamamız gereken konularla muhatap olmamız gerekirken böyle şeylerin göz önüne getirilmesi ne acı..